Türkiye’de Elektrikli Otomobil Kullanmak Pratik Mi?

Elektrikli mobilite, özellikle otomotiv dünyası ile yakından ilgilenenlerimizin uzun yıllardır gündeminde olan ve dünyada ulaşımın geleceğini şekillendireceği düşünülen bir olgu. Otomobillerde bir yüzyılı aşkın bir zamandır kullanılan ve hem sınırlı hem de kirletici bir kaynak olan fosil yakıtların karşısında, elektrik enerjisi daha temiz ve yenilenebilir bir çözüm olarak öne çıkmaya başladı. Öyle ki Avrupa’nın kimi şehirlerinde kademeli olarak dizel otomobil kullanımını kısıtlayan düzenlemelerin yapılması bile gündeme geldi. Elektrikli otomobil satış rakamlarına bakıldığında ülkemizde henüz fazlaca yaygınlaşmadığı görülen elektrikli otomobil seçeneğinin belki bir parça ağır ama emin adımlarla ilerlediği söylenebilir. 

Türkiye’nin de resmi bir elektrikli otomobil üretme girişimi gerçekleştirdiği düşünülürse yollarımızdaki elektrikli dönüşümün ilerleyen günlerde daha büyük bir ivme yakalayacağını söylemek mümkün. Nisan 2022’de Resmî Gazete’de yayınlanan teknik şartname ile elektrikli dönüşümün en önemli altyapı hamlelerinden biri olan şarj istasyonu ağlarının kurulumu ve hizmete girmesi yönündeki yasal düzenlemeler hususunda da önemli bir adım atıldı. Peki, günümüz koşullarında Türkiye’de elektrikli otomobil kullanmak ne kadar pratik ve mantıklı? 

Sayılarla Türkiye’de Elektrikli Mobilite

Aslında bu bir çırpıda yanıt verilmesi pek de kolay olmayan, yanıtları ihtiyaçlara ve farklı lokasyonlara göre değişebilen bir soru. 2021 yılı verilerine göre Türkiye’de 6500 elektrikli araç bulunuyor. Bu sayının ülke genelinde milyonlarca olan otomobil sayısına oranlandığında oldukça düşük olduğunu söylemek mümkün. Fakat yine de azımsanacak bir sayı değil ve belli ki binlerce insan Türkiye’de elektrikli otomobil kullanarak hayatını sürdürebiliyor.

Bu noktada en önemli sorun elektrikli şarj altyapısının yaygınlığı ve yeterliliği noktasında ortaya çıkıyor. Yine 2021 verilerine göre ülkemizde 3500’e yakın şarj istasyonu bulunduğu görülüyor. Sayı kendi başına yüksek olmasa da ülkedeki elektrikli araç sayısına oranladığımızda epey yüksek bir değerle karşılaştığımız dikkatinizi çekmiş olmalı. Bu sayı, ülkedeki elektrikli otomobil başına 2 şarj istasyonuna denk geliyor ve bu durum bugünlerde bir elektrikli araç sahibi olanların yeterli şarj istasyonu miktarına sahip olduğu anlamına geliyor.

Mercedes-EQ ile Elektrikli Geleceğe Mantıklı Bir Adım

Yeni nesil elektrikli araçların şarj süreleri ve sahip oldukları menziller düşünüldüğünde adım başı şarj istasyonuna ihtiyaç duyulmadığı söylenebilir. İsterseniz gelin Mercedes-Benz’in tamamen elektrikli, yenilikçi otomobillerinden birini temel alarak Türkiye’de elektrikli otomobil kullanmanın mantıklı olup olmadığına birlikte karar verelim. 

  • Mercedes-Benz’in tamamen elektrikli sedan modeli olan EQE, dolu bir batarya ile WLTP standartlarında yapılan ölçümlere göre tam 613 km yol yapabiliyor. Bu menzile göre ise Mercedes-EQE’nin, Ankara ile İstanbul arasındaki mesafeyi tek şarjla rahatlıkla katedebileceğini söylemek mümkün.
  • Mercedes-Benz EQE’nin batarya doluluk oranını bir hızlı şarj istasyonunda %10’dan %80’e çıkarmanız yalnızca 32 dakika sürer. Pek çok kullanıcının şehirler arası uzun yollara daha nadir olarak çıktığı ve otomobiliyle çoğunlukla şehir içi kısa mesafeler katettiği düşünüldüğünde Mercedes-EQ’nun elektrikli modellerinin sahip oldukları şarj kapasitesiyle ülkemizdeki pek çok sürücünün ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayacağı kesin.
  • Bildiğiniz gibi elektrikli otomobiller sadece şarj istasyonlarında değil evlere kurulan duvar üniteleri aracılığıyla da şarj edilebiliyor. Mercedes-Benz de sunduğu Wallbox (duvardan şarj ünitesi) aracılığıyla müşterilerine, otomobillerini evlerinde şarj etme olanağını sunuyor.

Görünen o ki elektrik otomobillerin ve Mercedes-EQ modellerinin sunduğu avantajlar, gelinen noktada henüz şarj istasyonu altyapısı yeterince yaygınlaşmamış olan ülkemizde bile elektrikli otomobilleri mantıklı ve pratik bir seçim yapmaya yetiyor. Ayrıca Türkiye, bu konuda teknolojinin gerisinde kalmamayı hedefleyen politikalara sahip ve yapılan açıklamalar, “81 ilin tamamında, 1500’ten fazla yüksek hızlı şarj istasyonunun kurulmasına yönelik çalışmalara 300 milyon liralık bir devlet desteği verildiğini” gösteriyor. Dolayısıyla bugün de oldukça mantıklı sayılabilecek elektrikli araç seçimi, devlet politikalarıyla desteklenmiş bir yatırım niteliği kazanıyor. 

Siz de harika bir tasarıma ve sürdürülebilir teknolojiye sahip, tamamen elektrikli sedan EQE ya da diğer Mercedes-EQ modellerinden birine sahip olarak tercihinizi gelecekten yana kullanmak isteyebilirsiniz. Öyleyse Mercedes-Benz EQ’nun tamamen elektrikli modelleri hakkında ayrıntılı bilgi almak için hemen koluman.com.tr’yi ziyaret edin. Mercedes EQE hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın.